the guardian ın fotolarına bayılıyorum.
Daha 10. dakikada Gary Cahill sakatlandı ve Bosingwa oyuna girdi . Bosingwa sağa , Ivanovic ortaya.
35'te Busquets kalabalığın içinden boş kaleye yuvarladı .
41 de John Terry , durup dururken Alexis Sanchez'e diziyle arkadan geçirdi. Direkt kırmızı. İlk 11'deki iki stoper de kayıp! Nasıl bir kaptanlıktır , nasıl bir bayrak adamlıktır anlamıyorum.
44 te yürüye yürüye gelişen bir başka Barcelona atağında İniesta 2-0 yaptı. Camp Nou'da, Barçaya karşı, yenik durumda 47 dakika. Her şey bitti sanıldı.
Ama 2 dakika sonra 46 da , orta sahada messiden kapılan topta , Lampard 4 kişinin arasından Ramirezi gördü. Ramirez de muhteşem aşırdı Valdes in üstünden.Valdes topa eldivenle dokunmadan maçı bitirdi bu arada!
Daha ikinci yarı başlar başlamaz , sol bek! Drogba , ceza sahası içinde defansına yardım eden forvet sendromundan muzdarip oldu ve fabregas penaltıyı aldı. Bir başka "her şey bitti!" anı yaşadık.
Bu sezon 60 küsür gol atan Messi , daha önce 7 kere karşılaştığı Chelsea'ye gol atamamıştı. Bu sefer de penaltıyı üst direğe nişanladı. Bundan büyük motivasyon olamazdı Chelsea için!Ama Barcelona'da gene de "dur bakalım yaw. nasıl olsa atarız" havası hakimdi.
Maçın geri kalanında Barcelona , Chelsea sahasının son 30 metresinde göbekten delme çalışmalarına devam etti. Şut dahi çekmediler. Kanada inmediler. Durmadan ortadan geldiler. 1-2 pozisyona da girdiler ama Cech için zor olmadı.
Sonlara doğru Messi bir şut denedi ve direkten çıktı. İyi şut çeken oyuncular olmasa belki kabul edilebilir ama böyle bir kadronun , hiç bir şey üretmeden durmadan aynı şeyi denemesi tam bir akıl tutulması (ya da bıkkınlık ? ). Sadece 20 dakika kanada inselerdi , açtıkları ortalardan Chelsea kendi kalesine bile gol atardı eminim. Ama hayır ; göbekten gelinecek , 6 pas içerisinden gol atılacak...
Maçın sonuna doğru couenca yerine El Clasico fatihi Tello oyuna girince iyice rahatladım ben Chelsea adına.
Obi Mikel ortalamanın üstünde bir oyuncu olabilir ama kupalar kazanacak bir Chelsea'nin oyuncusu değil . Hiç gelişmedi. Ramirez'in ilk geldiği sezonu ile bu sezon ortaya koyduğu oyun arasında dağlar kadar fark var; 25 yaşında formunun zirvesinde bir Lampard gibi oynuyor. Ve belki biraz daha teknik.
Dakika 80 de Drogba oyundan çıkarken kaç km koştuğuna bakmayı unuttum fakat kanının son damlasına kadar savaşmak bu olsa gerek. Sol bek oynuyor , top ileri vurulunca topa koşuyor , daha sonra topu kovalayarak sol beke geri dönüyor. İnanılmaz bir çaba. Onun yerine Torres girdi.
Torres gene iyi değildi bana kalırsa. Bir kaç defa ayağına top geldi fakat bir türlü, bir kaç saniye de olsa vakit geçirmeyi beceremedi. Hatta bir pozisyonda kaptırdığı top neredeyse gol oluyordu. Ama şans işte...90+1 de tüm ortasaha ı bomboş koşarak geçti.
90+1 de Torres Valdes i çalımlayıp geçti. Tamam ama , topu kaleye sürmesini beklerdim. Topa vurduğunu anlayınca
en son ManUtd maçındaki efsane pozisyon aklıma geldi , eridim bittim. Neyse ki Torres bu sefer kolay olanı yaptı , ve topu ağlara gönderdi.
Kim ne derse desin muhteşem bir 90 dakika . Chelsea' yi seviyorum.
Tezahürat için :
http://fanchants.co.uk/football-songs/chelsea-chants/we-shall-not-be-moved-champs-league/
Fotolar : http://guardian.co.uk